DİĞER ŞİİRLER

İCABINDA HERKES DOĞARKEN, SEN TEVAZU İLE BATMALISIN, İLERİ GİTMEK İÇİN BAZEN, GERİ ADIM ATMALISIN

4 Nisan 2020 Cumartesi

ÇATIŞMA


25 Eylül 2019 Çarşamba

TEK KAR


11 Eylül 2019 Çarşamba

#AnalarDestanYazıyor


29 Haziran 2019 Cumartesi

YETİŞİR


EMR-İ Bİ'L-MA'RUF NEHY-İ ANİ'L-MÜNKER


                                            İYİLİĞİ EMRETMEK VE KÖTÜLÜKTEN MEN ETMEK
KADIN ERKEK HER MÜMİNE FARZDIR.
''Sizden hayra çağıran, marufu emreden, münkerden vazgeçirmeye çalışan bir ümmet bulunsun. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir" (Alu İmrân, 3/104)
Yani marufu emretmek iman ve itaata çağırmak; münkerden nehyetmek de küfür ve Allah'a başkaldırmaya karşı durmaktır (Kadı Beydâvî, Envârü't-Tenzil, 2/232).
"Siz insanlar için çıkarılmış en hayırlı bir ümmetsiniz. Marufu emreder, kötülükten vazgeçirmeye çalışırsınız; çünkü Allah'a inanıyorsunuz...'' (Alu İmrân, 3/110).
Peygamber (s.a.s.) şöyle buyurmuştur: "Sizden kim bir kötülük görürse onu eliyle değiştirsin; buna gücü yetmezse diliyle onun kötülüğünü söylesin; buna da gücü yetmezse kalbiyle ona buğzetsin. Bu ise imanın en zayıf derecesidir'' (Müslim, İman, 78;Tirmizî Fiten. 1I- Nesaî iman 17
Efendimiz sas "Bana hayat bahşeden Allah'a andolsun ki, siz ya iyiliği emreder kötülükten alıkoyarsınız ya da Allah kendi katından sizin üzerinize bir azap gönderir. O zaman dua edersiniz fakat duanız kabul edilmez" (Ebû Dâvûd, Melâhim, 16; Tirmizî, Fiten, 9; İbn Hanbel, V, 388)
"...onlar, (İsrailoğulları) birbirlerine hiçbir münkeri yasaklamadılar. Yemin ederiz ki yapmakta oldukları şey çok kötü idi..." (el-Mâide, 5/78-79)
Münafık erkekler ve münafık kadınlar birbirlerindendir (birbirlerinin benzeridir). Kötülüğü emredip iyiliği yasaklarlar, ellerini de sıkı tutarlar. Onlar Allah’ı unuttular; Allah da onları unuttu. Şüphesiz münafıklar, fasıkların ta kendileridir.
Tevbe Suresi 67
Marufun emredilmediği, münker den alıkonulmayan toplumların nasıl helâk edildiği, nasıl Allah'ın azâbının onları kuşattığı Kur'an-ı Kerîm'de hemen her sûrede zikredilmektedir (A ' râf, 7/163
Toplumlar genelde ikiye ayrılırlar: Maruf toplumlar, münker toplumlar. Münker toplumlar oluşmuş veya oluşmaktâ iken, müslümanların ma'siyete, münkere, tâğuta itaatten kaçınmaları farzdır (Ahmed b. Hanbel, Müsned, II, 144)
İkincisi, Rabbin yoluna hikmetle, güzel öğütle çağırmak, insanlarla en güzel şekilde tartışmak, azgınlara bile yumuşak söz söylemektir (en-Nahl, 1 6/ 1 25; Tâhâ, 20/43).
İyiliği emredip kendileri yapmayanlar için hesap gününde dudaklarının ateşten makaslarla kesileceği haberi verilmiştir (İbn Kesir, 1, 8).
Herkesin bildiği büyük-küçük günahlar, dinin kesin yasaklamaları hakkında herkes bu görevi yerine getirir (İmam Gazâli, İhyâ-u Ulûmi'd-Din, Emri Bi'l-Mâ'ruf ve Nehyi Ani'l-Münker bölümü)
Hz. Lokman'ın oğluna öğüdü her zaman ve mekanda uyarıcının hâlini beyan eder: "Yavrum, namazı gereği üzere kıl; iyiliği emret ve fenâlıktan alıkoy. Bu hususta sana isabet edecek eziyete katlan. Çünkü bunlar kesin olarak farz kılınan işlerdir" (Lokman, 31/17).
Vesselam...

25 Haziran 2019 Salı

HAKİKAT


21 Haziran 2019 Cuma

AYNI DEĞİLİZ


20 Haziran 2019 Perşembe

AKLI SELİM


16 Haziran 2019 Pazar

بِسْمِ اللهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيم


بِسْمِ اللهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيم


BİSMİLLAH HER HAYRIN BAŞI
ONUNLA KENDİNİ TANIMLIYOR ALEMLERİN ŞAHI

RASÜLÜ EKREM EKREM EFENDİMİZ DE BÖYLE
HER İŞİN BAŞINDA DİYOR BU ZİKRİ SÖYLE

KORUYAN, KOLLAYAN, KOLAYLAŞTIRAN
MAĞFİRET EDEN, MÜJDELEYEN, BAĞIŞLAYAN

YA RAB SEN ANCAK KENDİNİ TARİF ETTİĞİN GİBİSİN
KADİRSİN, KERİMSİN, EZELİSİN VE EBEDİSİN










11 Haziran 2019 Salı

ŞİKAYET ŞÜKRÜN ZIDDIDIR

ŞİKAYET ŞÜKRÜN ZIDDIDIR
O KADAR ŞÜKREDECEK ŞEY VARKEN
ISRARLA VE İNATLA SÜREKLİ ŞİKAYET EDEN İNSAN
NANKÖRDÜR
KUR'ANDA İLGİLİ BAZI AYETLERE BİR BAKALIM
Kendilerine verdiğimiz nimetlere nankörlük etsinler ve bir süre daha faydalansınlar bakalım! İleride bilecekler.
Ankebut (66)
Bulutu üstünüze gölge yaptık. Size, kudret helvası ile bıldırcın indirdik. "Verdiğimiz rızıkların iyi ve güzel olanlarından yiyin" (dedik). Onlar (verdiğimiz nimetlere nankörlük etmekle) bize zulmetmediler fakat, kendilerine zulmediyorlardı.
Bakara (57)
Öyleyse yalnız beni anın ki ben de sizi anayım. Bana şükredin, sakın nankörlük etmeyin.
Bakara (152)
Hani Rabbiniz şöyle duyurmuştu: "Andolsun, eğer şükrederseniz elbette size nimetimi artırırım. Eğer nankörlük ederseniz hiç şüphesiz azabım çok şiddetlidir."
İbrahim (7)
Mûsâ şöyle dedi: "Siz ve yeryüzünde bulunanların hepsi nankörlük etseniz de gerçek şu ki, Allah her bakımdan sınırsız zengindir, övgüye layık olandır."
İbrahim (8)
Kendilerine verdiğimiz nimetlere karşı nankörlük etmek için böyle yaparlar. Bir süre daha faydalanın bakalım! Yakında bileceksiniz!
Nahl (55)
Allah şöyle bir memleketi misal verdi: Orası güven ve huzur içinde idi. Oraya her taraftan bolca rızık gelirdi. Fakat Allah'ın nimetlerine nankörlük ettiler; bu yüzden yaptıklarına karşılık Allah onlara şiddetli açlık ve korku ızdırabını tattırdı.
Nahl (112)
Çünkü saçıp savuranlar şeytanların kardeşleridir. Şeytan ise Rabbine karşı çok nankörlük etmiştir.
İsra (27)
Andolsun, biz bunu insanlar arasında, düşünüp ibret alsınlar diye tekrar tekrar açıkladık. Fakat insanların çoğu nankörlükte direttiler.
Furkan (50)
Kim şükrederse ancak kendisi için şükretmiş olur. Kim de nankörlük ederse (bilsin ki) Rabbim her bakımdan sınırsız zengindir, cömerttir."
Neml (40)
Andolsun, eğer (ekinlerine zararlı) bir rüzgar göndersek de o ekini sararmış görseler, ardından mutlaka nankörlük etmeye başlarlar.
Rum (51
Andolsun, biz Lokmân'a "Allah'a şükret" diye hikmet verdik. Kim şükrederse ancak kendisi için şükretmiş olur. Kim de nankörlük ederse, bilsin ki Allah her bakımdan sınırsız zengindir, övülmeye lâyıktır.
Lokman (12)
Nimetlere karşı nankörlük etmeleri sebebiyle onları işte böyle cezalandırdık. Biz (bu şekilde) ancak nankörleri cezalandırırız.
Sebe (17)
Şüphesiz biz onu (ömür boyu yürüyeceği) yola koyduk. O bu yolu ya şükrederek ya da nankörlük ederek kateder.
İnsan (3)
...

“Vehn” Krizleri Geçiriyoruz

“Vehn” Krizleri Geçiriyoruz
Efendimiz (s.a.s) buyurdu ki; “Diğer milletler, tıpkı sofraya yemek için üşüşen insanlar gibi sizin üzerinize üşüşecekler.” Bunun üzerine sahabiler şaşkınlıkla sorarlar: “Ya Rasûlullah, o gün sayımız çok mu az olacak?” Efendimiz (S.A.V.): “Hayır” der. “Bilakis, o gün sayınız çok olacak. Fakat siz bir akıntıyla sürüklenen çer-çöp gibi olacaksınız. Allah, düşmanlarınızın kalbinden sizin korkunuzu silecek, sizin kalbinize de “vehn” verecek.” Bunun üzerine sahabilerden biri sorar: “Vehn nedir ya Rasûlullah?” O da buyurdu ki: “Dünya sevgisi ve ölümü sevmemek, ondan nefret etmek.” (Ebû Davud)
Önce yüreklerimizde başladı Efendimizin (s.a.s) bahsettiği Vehn krizleri. Büyük bir dünya sevgisi kapladı tüm benliğimizi. Daha çok kazanma hırsı, daha lüks yaşama arzusu, daha iyi evlerde oturma, daha iyi arabalara binme hayalleri işgal etti yüreklerimizi. Sonunda ne davamıza, ne gariplere ne de merhamete yer kaldı yüreklerimizde. En son çıkan cep telefonu modeli bile İslami hedef ve arzularımızdan daha çok gündem oldu kalplerimizde…
Tüm dünyalık tutkularımıza, heva ve heveslerimize itinayla İslami kılıflar üretme konusunda büyük maharetler kazandık zaman içerisinde. Müslümanın zengini makbuldü ve itibardan taviz vermek zinhar caiz değildi çünkü… Hem daha çok kazanırsak dah çok harcardık dava uğrunda. Fakat çok da dediğimiz gibi olmadı maalesef…
Cüzdanlarımız kabardı ama gözlerimiz doymadı. Kasalarımız doldu ama gözlerimiz doymadı. Makam koltuklarını doldurduk ama gözlerimiz doymadı. Belki aylarca giymeye sıra gelmeyecek elbise ve ayakkabılarla doldu dolaplarımız ama gözlerimiz doymadı bir türlü…
Sonra evlerimize sıçradı Vehn krizleri. Daha geniş evlerin, daha lüks mobilyaların, mutfakların, perdelerin, bilmem kaç parça yemek takımlarının peşinde faize ve borca köle olduk her birimiz. Selin üstündeki çer-çöp misali bitmek tükenmek bilmeyen taksitlere savurdu durdu dünya bizi…
Yeni eşyalara ve mobilyalara yer açmak için ana-babalarımızı, afiyeti, huzuru ve bereketi çıkarttık evlerimizden. Ne o yemek takımlarını açacak akraba ve dost kaldı etrafımızda ne de o mobilyaların üzerinde oturacak huzur kaldı evlerimizde…
Sonra çocuklarımıza bulaştırdık Vehn hastalığımızı. Rızka Allah kefildir dedik ama memur olmazlarsa aç kalacaklarını söylemekten de geri duramadık bir türlü. Bir diploma, dolgun bir maaş ve onlarca sınav peşinde yaşlandırdık evlatlarımızı. Daha yirmi yaşındayken ihtiyarlamış, sonu gelmez sınavların peşinde psikolog kapılarını aşındırmış, cebinde anti depresanla yaşayan, çökmüş nesillere dönüştürdük çocuklarımızı…
Dindar bir nesil için çıktığımız yolda, takım elbiseleriyle, kravatlarıyla, parlak ayakkabılarıyla ve son model cep telefonlarıyla mini bir milletvekilciği gibi garip tipler dikildi karşımıza. Bazen babasının ceketini giymiş gibi üzerinde birkaç beden bol duran laflar eden, daha bıyığı bile terlemeden ihaleden, bürokrasiden, atamadan, terfiden bahseden bir nesil… Bazen de başörtüsü ve siyah gözlükleriyle, lüks ciplerin içinde muhafazakâr gecelere akan, kapalı ama tesettürsüz nesiller çıktı karşımıza…
Tüm önceliklerimiz değişti zamanla. Kapımıza gelen damat adaylarına Allah korkusu, namaz, ahlak gibi değerlerden önce maaş, sigorta, ev, araba, sorar olduk. Sonunda evi ve arabası olan ama Allahtan korkmayan bir zalimin elinde tükenip gitmesini izledik kızlarımızın…
Namaz kılma oranının düşmesi, doların artması kadar gündem olmadı hayatımızda. Yurt dışına yapılan iş gezileri, yoğun bürokratik gündemler, İslami otellerin tatil rezervasyonları, muttaki devremülkler, VIP umreler, lüks AVM’lerin küçük mescitleri, başörtülü diziler arasında kaybettik hayallerimizi, hedeflerimizi ve ideallerimizi.
Bir sıtma ateşi gibi bedenimizi, yüreklerimizi, hayatımızı kaplayan bu vehn krizlerimize Ramazanın şifa olması duasıyla…

.Abdülaziz Kıranşal

2 Haziran 2019 Pazar

BU GÜZEL MEMLEKETİN KIYMETİNİ BİLİN.


31 Mayıs 2019 Cuma

KADİR GECESİ


29 Mayıs 2019 Çarşamba

İNSANIN KURŞUN KALEM ÖĞRENECEĞİ 5 ŞEY


Dede kurşun kalemle yazı yazmaktadır. Torununun kendisini seyrettiğini fark eder, bir ara başını kaldırır ve “evladım kurşun kalemden insanın öğreneceği 5 şey vardır. "der ;

1.Ne kadar harikalar meydana getirirse de onu yöneten bir el vardır. Bizde bu el yaratıcıdır.

2.Arada durur ve sonra kalemi sivriltir.Bu kaleme acı verse de onu güzelleştirir, hayattaki acılar da böyledir.

3.Yanlış yaptığında silmene olanak tanır, sen de yapılan hataların telafisine imkan ver.

4.Kalemi değerli kılan dışındaki tahta değil, içindeki kurşundur, dışını değil içini güzelleştir ve insanların dış güzelliğine değil, iç zenginliğine değer ver.


5.Kurşun kalem her yerde bir iz bırakır, sen de yaptıklarınla hayatta güzel bir iz bırakarak git.
RABB'im şu fani alemde bizleri SALİH AMELLERLE arkamızda iz bırakarak Ahiret'e göçenlerden eylesin İNŞAALLAH.


-"Biz toprakları değil gönülleri feth etmeye gidiyoruz." Fatih Sultan Mehmet Han

İstanbul’un Fethinin 566. yılında Fatih Sultan Mehmet Han ve kahraman ecdadımızı rahmet ve minnetle anıyoruz.


18 Mayıs 2019 Cumartesi

RABBİM


13 Mayıs 2019 Pazartesi

HİÇBİR YASTIK VEREMEZ


3 Mayıs 2019 Cuma

İMAN-İNKAR


30 Nisan 2019 Salı

GÖNÜL KABE'Sİ


KIYAMET...


27 Nisan 2019 Cumartesi

YETİŞİR


İKİ YÜZLÜ DÜNYA


















22 Nisan 2019 Pazartesi

REVA MI BU ZULÜM VİCDANSIZ SENİ.

TEZ UNUTTUN SAHİPSİZ YOKSULLUĞUNU
SALATSIZ ,TAATSİZ ACİZ KULLUĞUNU
DÜŞÜNMEDİN HİÇ AHİRET YOLLUĞUNU
REVA MI BU ZULÜM VİCDANSIZ SENİ

ŞÜKRETMEDİN HİÇ NİMETE BİN ŞİKAYET ETTİN
BİLEMEDİN KIYMETİNİ EMANETİN İHANET ETTİN
BİLİR BİLMEZ KONUŞTUN KEHANET ETTİN
REVA MI BU ZULÜM VİCDANSIZ SENİ

HER GÜNÜN RÜZGARDA SALLANAN YAPRAK GİBİ
PAMUK İPLİĞİNE BAĞLI BİR DÜZEN OYUNCAK GİBİ
KADER DİYE BİR ŞEY VAR, KİBİRLENDİN BOZACAK  GİBİ
REVA MI BU ZULÜM VİCDANSIZ SENİ

11 Nisan 2019 Perşembe

GÖRDÜK


6 Nisan 2019 Cumartesi

ZAMANE BELASI


30 Mart 2019 Cumartesi

HER ŞEY BU BAYRAK HEP BÖYLE DURSUN DİYE...


29 Mart 2019 Cuma

KİMSE YOKTUR.


26 Mart 2019 Salı

KİBİR


21 Mart 2019 Perşembe

GEÇİP GİDEN ZAMAN DEĞİL ÖMÜRDÜR.


YAŞAYAN ŞEHİR ''ÜSKÜP''


20 Mart 2019 Çarşamba

VARLIK GEREĞİMİZ, NAMUS BORCUMUZ...


18 Mart 2019 Pazartesi

KENDİNİ DOĞRU TANI

       

     KENDİNİ YANLIŞ TANIYAN VE TANIMLAYAN İNSAN  BUNDAN SONRA HİÇBİR ŞEYE DOĞRU BAKAMIYOR.

KAH POTANSİYELİNİ MAHKUM ETTİĞİ TAASSUPLARININ PARMAKLIKLARINDA ÇIRPINIP DURURKEN
KAH KİBRİNİN GAZIYLA OLMADIK HÜLYALARA KULAÇ ATIYOR.

HER YOLCULUK İNSAN KENDİSİNDEN BAŞLIYOR. BELKİDE MESELE BU!... KENDİNİ ARAYIŞ KENDİNİ BULMANIN İLK ADIMI...

DEĞİŞMEZLERİNİ, DEĞİŞTİRİLEMEZLERİNİ, SABİTELERİNİ, SINIRLARINI TANIMAYAN, KABUL ETMEYEN, KABULLENEMEYEN İNSAN, SESSİZ FAKAT BÜYÜK BİR HENGAMENİN ORTASINDA KENDİSİ İLE BOĞUŞUP DURUYOR.

MODERN DÜNYA ZEHRİ ÇAĞDAŞLIK FİKRİYATININ ZAMANE İNSANINA EN BÜYÜK ZERKİ: ÖZGÜRLÜK!...

HER HALİ İLE BİR YERLERE VE BİR ŞEYLERE MAHKUM OLAN İNSANIN BÜNYESİ BU ZEHRİ KALDIRMIYOR.

BU İNSANA ZULÜMDÜR, FITRATINA TERSTİR, YARATILIŞINA AYKIRIDIR
ÖZGÜRLÜK: ''İSTEDİĞİNİ YAPMAK DEĞİL, İSTEMEDİĞİNİ YAPMAMAKTIR'' DİYOR BİR YAZAR...

HİÇBİR DİN, ÖĞRETİ, EDEBİ METİN, KADİM GELENEKLER İNSANA BÖYLE BİR ROL BİÇMEZ.

EVET BATI DÜNYAYA HİÇBİR İNSANİ DEĞER SUNMADIĞI GİBİ, İNSANLIĞIN DEĞERLERİNİ SÖMÜRMEKTEN, RENCİDE ETMEKTEN GERİ KALMIYOR.

KENDİNİ BULMANIN YOLU, KENDİNİ TANIMAKTAN GEÇİYOR, KENDİNİ TANIMAKTA BİTİYOR.
SELAMETLE...

17 Mart 2019 Pazar

18 mart Çanakkale zaferi